“Kompost” sıfatıyla karşımıza gelen her malzemenin gerçekten kompost olmayabileceğini, dolayısıyla kullandığımız kompostun (veya yaptığımız kompostun) “gerçek” kompost yani “iyi kompost” olduğundan emin olmak istiyorsak, kompostun biyolojik kalitesini ölçmemiz gerektiğini belirtmiştik.
“İyi kompost”un ayırdedici özelliği ve belirleyici unsuru ise oksijendir.
Doğadaki bitkisel atıkların içeriğindeki selüloz ve lignin gibi nispeten daha kompleks yapıda olan maddeler tipik mantar besini olduğundan ve mantarlar -bakterilere kıyasla- çok daha yavaş ürediğinden, doğal ortamlarda kompostlaşma süreçleri daha yavaş yürür ve ciddi bir oksijen sorunu pek yaşanmaz. Ancak, örneğin hayvansal atıkların veya azot ağırlıklı organik maddelerin ayrışma ve bozunma süreçlerinde, başroldeki ayrıştırıcılar bakterilerdir. Özellikle kültür ortamlarında rastladığımız devasa miktarlardaki kentsel veya tarımsal veya endüstriyel organik atıklar daha ziyade azot ağırlıklı olup tipik bakteri besinidir; ve bakteriler, yeterli bakteri besini, su ve oksijen gibi unsurlar ve uygun çevre koşulları sağlandığında çok hızlı ürerler (örneğin: yirmi dakikada bir, ya da günde iki üzeri yetmiş iki kez!).
Böylesi hızlı bir üreme, çok canlı ve çok hareketli bir ekosistem anlamına gelir ve oksijen başta olmak üzere tüm kaynakları hızla tüketir. Sistemdeki oksijen oranı belirli bir düzeyin altına indiği anda ise aerobik ayrıştırıcılar devre dışı kalırlar ve o ana dek pasif (dormant) halde baskılanmış olan anaerobik mikro-organizmalar uyanır ve sürece egemen olurlar. Anaerobik koşulların varlığı, malzemeden yayılan kesif ve kötü kokudan da anlaşılır. İşte bu noktada, ciddi bir sorun var demektir; bir an önce müdahale etmek ve ortamın yeniden aerobik koşullara dönmesini sağlamamız gerekir. Aksi halde, elde edeceğimiz ürün, iyi kompost değil, “kokuşmuş organik madde” olacaktır.
Böylesi bir durum, doğal ortamlarda elbette geçicidir, çünkü eninde sonunda oksijenin ve aerobik organizmaların baskısı ve etkisi malzemenin içine yeniden nüfuz edecek ve anaerobik koşullar yeniden aerobik koşullara dönecektir. Kültür ortamında ise zamanla yarışmak durumundayız; edebildiğimiz en kısa sürede anaerobik ortama müdahale etmeli ve yeniden aerobik koşulların egemen olmasını sağlamalıyız çünkü anaerobik koşulların egemen olduğu zaman zarfında, her biri çok değerli birer bitki besin öğesi olan, azot başta olmak üzere, fosfor ve diğer elementler, kötü kokan birtakım gaz bileşikleri haline geçerek ve geride siyahımsı bir kalıntı bırakarak, malzemeyi kısmen ya da büyük ölçüde terk ederek atmosfere karışacak; sonuçta hem çevre kirliliğine yol açacak, hem de elimizde “iyi kompost” yerine maalesef besin yoksulu ve nispeten yararsız bir malzeme kalacaktır. Anaerobik ortam ne kadar uzun sürerse kalite kaybımız da o ölçüde büyük olacaktir.
Böylesi niteliksiz ve sağlıksız malzemeye “kompost” diyemeyiz. Ne var ki, “kompost olmayan” bu tür malzemenin halen günümüzde kompost olarak adlandırılması, hatta ticari olarak değerlendirilerek üreticinin mağdur edilmesi örnekleri dünyada ve ülkemizde görülmektedir. Bu ürünleri satın alıp kullanan üretici mağdur olmaktadır, zira hem değersiz bir malzemeye para ödemiş hem de muhtemelen bitkilerine faydadan çok zarar vermiş olmaktadırlar.
Ama, asıl büyük zararı gören toplumdur, geleceğimizdir ve organik tarım ülküsüdür. Çünkü kompost, organik tarımın başlıca girdilerinden biridir. Sözde “kompost” adı verilen bu gibi kötü ve kalitesiz malzemeler yüzünden kamuoyu nezdinde kompostun itibarsızlaştırılması, sonuçta organik tarımın değersizleştirilmesi ve kamuoyunun organik tarıma karşı beslediği umudun, ne yazık ki tüketilmesi sonucunu doğurmaktadır.
Birçok ülkede temsilcileri olan SFW ar-ge grubu, bu nedenle “kompost” terimini artık tek başına kullanmamakta ve kompostun biyolojik özelliğini belirten ayırdedici bir sıfat ile birlikte kullanmaktadır. Biz de bu nedenle, biyolojik açıdan istenen özelliklere sahip kompostu, kokuşmuş organik maddeden ayırdetmek ve kamuoyunu uyarmak ve aydınlatmak amacıyla “iyi kompost” terimini öne çıkarmayı tercih ediyoruz.
İyi kompost derken, aslına bakarsanız, sadece “kompost” demek istiyoruz. Çünkü “kötü kompost” diye nitelenebilecek bir malzeme, bizce, içinde “kompost” geçen bir ifade ile anılmamalıdır. Bu bağlamda, kelimenin anlamını tam olarak karşılayabilen ve tam da olması gerektiği gibi olgunlaşmış komposta “iyi kompost” diyoruz.
Özetle, kompostlaşma süreci boyunca aerobik koşulların ve aerobik organizmaların egemenliğinde yürüyen; ve tüm bitki besin öğelerinin korunduğu; toprak-besin-ağı kapsamındaki tüm mikro-organizma gruplarının mevcut olup, belirli standartların üzerinde biyo-kütleye ve biyo-çeşitliliğe sahip olduğu; ve ayrıca mikro-organizma gruplarının sürdürülebilir bir denge içinde var olduğu; ve bitkiler açısından verimli ve sürdürülebilir bir besin döngüsünün sağlandığı türden malzemeye, iyi kompost diyoruz.
Organik tarımın ihtiyacı olan kompost, organik tarımın temel girdisi olan kompost, işte böylesi bir komposttur.
Sıcak kompost yöntemiyle iyi kompost elde edebileceğimiz gibi, soğuk kompost da denilen solucan kompostu da bir iyi kompost örneğidir.
Solucan dışkısı (vermicast) diğer hayvan dışkılarından farklıdır; Yaradan’ın solucanlara verdiği özel görev ve yetenek gereği, solucan dışkısı da toprağın en kaliteli halidir, solucanın bedenini terk ettiği anda bile kompost niteliğindedir, ve bu nedenle vermikompost olarak adlandırılmıştır.
Solucan kompostu, bitkilerin ihtiyaç duyduğu çeşitli organik maddelerin yanısıra, çok sayıda yararlı mikro-organizmalar da içerir, dahası solucanlara özgü salgılar sayesinde ısıl komposta kıyasla daha da üstün olduğu tarafları vardır; sterildir, patojen içermediği için ısıl kompostun geçmesi gereken ısıl süreçlerden veya işlemlerden geçmesi gerekmez. Bu nedenle organik tarımın ihtiyaç duyduğu ana girdilerin başında solucan gübresi, veya daha doğru bir ifade ile, solucan kompostu gelir.
Solucan kompostu medyada “süper gübre”, veya “doğanın bir mucizesi” gibi nitelendirilse de, nihayetinde bir tür komposttur ve kompostun tüm genelgeçer özelliklerini taşıdığı gibi, ısıl komposta kıyasla birkaç noktada kendine özgü artıları veya eksileri söz konusudur.
Kompostu toprağa uygulama aşamasında ise ısıl kompostu veya solucan kompostunu katı halde uygulayabileceğimiz gibi, kompostun sıvı haldeki türevleri olan, ancak nitelikleri ve kullanım alanları bakımından birbirinden farklı olan Kompost Özütü ve Kompost Çayı da kullanılabilir, ve sıvı halin akışkanlık sayesinde daha hızlı ve daha etkin sonuçlar ele edilebilir.