KOMPOST

Çevrenizde kokuşmuş çöpler görmek istemiyorsunuz; sıfır atık kampanyasına destek veriyorsunuz; bu bağlamda biliyorsunuz ki organik atıkların geri dönüşümü iyi bir şey; ve elinizdeki organik atıkları kompostlamaya yapmaya karar verdiniz. Çok güzel, ama öncelikle amacınızı net olarak belirlemeniz gerek. Ne için kompost yapmak istiyorsunuz?tarım için kompost
Eğer tarım için kompost yapmak istiyorsanız, harika! Hem kendinize, hem dünyaya, çevreye, doğaya, toprağa, bitkilere hatta gelecek kuşaklara büyük bir iyilik yapıyorsunuz demektir. Her türlü takdirin üzerinde bir iş yapıyorsunuz, kutlarız, tamam, ama sadece iyi niyetle olmuyor, kompostlama sürecinin başından sonuna kadar aerobik yürüdüğünden emin olmanız gerek! Malzemenin içinde anaerobik tarafa yönelen dinamikleri zamanında saptayıp müdahale etmeniz gerek; ve bunun için çeşitli parametreleri gözetim altında tutmanız gerek. Böylece hem kompostlama sürecinde çevreye vereceğiniz zarar asgari ölçülerde olsun, hem de sürecin sonunda elde edeceğiniz son ürünün içeriğindeki bitki besin unsurları azami ölçülerde olsun ki gönül rahatlığıyla tarımda kullanmanız mümkün olsun, toprağınıza ve bitkilerinize can katsın, verimliliği artırsın.

Yok eğer tarım için kompost yapmayacaksanız, niyetiniz sadece organik atıklardan kurtulmak, en ucuz yoldan “çöp”lerinizi göz önünden kaldırmak veya hacmini azaltmak ve bu arada biraz da enerji elde etmek ise, o zaman buyurun siz de dünyadaki belediyelerin büyük çoğunluğunun yaptığı gibi yapın, ama lütfen, çevreye zarar verdiğinizi ve elde ettiğiniz çıktının kompost olmadığını ve asla tarımda kullanılamayacağını kabul edin. Çünkü, bu şekilde yapılan “atık indirgeme” işlemine kompostlama denmez, sürecin sonunda elde edilen “kokuşmuş organik madde”ye ise kompost denmez! Aksi halde yalan söylemiş ve komposta iftira etmiş olursunuz.

Kompost Nedir?
Kompost en genel anlamda, doğanın bir parçası olup ömrünü tamamlayan tüm canlıların yeniden doğaya dönmesi, yani topraktan gelenlerin yeniden toprağa dönmesi ve toprağa karışması sürecidir;
organik toprağın yeniden yaratılması çerçevesinden bakarsak kompost, organik maddenin toprağa dönüşüm sürecindeki bir ara aşamadır.
Bitki ve hayvanların bedenleri, ağaçların gövdeleri, yaprakları, meyveleri, hayvanların dışkıları vs herşey, eninde sonunda toprağa karışır. Bu sürecin sonunda tüm organik madde yeniden toprak olur, yani bitkiler için yaşam ortamı olur.
bahçede kompostToprağı zenginleştiren tüm bu organik madde içinde özellikle hayvan dışkıları büyük pay sahibidir, çünkü otobur veya etobur olsun, tüm hayvanlar yedikleri organik besinleri sindirim sistemlerinden geçirerek, bir kısmını dışkı olarak doğaya bırakırlar; ve yaşamları boyunca kendi bedenlerinin hacminden çok daha büyük miktarlarda dışkı üretirler.
Ancak sindirim sistemleri genel olarak anaerobik -yani oksijeni kısıtlı- ortamlar olduğundan, çeşitli patojenler içerir ve bu nedenle “kompostlanmamış dışkının” gübreymiş gibi değerlendirilerek doğrudan bitkilere verilmesi sakıncalıdır; özellikle etobur hayvanların dışkıları tehlikeli patojenler içerir ve çevre sağlığı için bir risk oluşturur.
Dışkı doğaya bırakıldıktan sonra ise, dışkının içindeki patojenleri baskılayan, etkisizleştiren ve zaman içinde yok eden çevre koşulları ve aerobik ortam sayesinde, aerobik organizmalar devreye girerek, oksijenin de yardımıyla ayrıştırma işlemini yapar ve toprağa karışma sürecini tamamlarlar; yani kompostlama yaparlar.
Görülüyor ki kompost, en basit ifadeyle “doğanın kendini yenileme yöntemi”nden başka bir şey değil!
Bitkilerimiz hiç şüphesiz aerobik canlılar olduğundan, içinde yaşam buldukları toprak da aerobik bir ortam olmalı, ve elbette, topraktaki organizmalar da aerobik canlılar olmalıdır. Anaerobik ortam veya anaerobik organizmalar ise bitkilere zararlıdır. Kompostlama işte bunun için gereklidir ve Doğa Ana son derece yavaş işleyen bir süreç boyunca tüm organik atıkların, ömrünü tamamlamış tüm organik maddenin toprağa karışmaya uygun kıvama gelmesini, işte bu ayrıştırıcı mikro-organizmalar sayesinde başarır.
Eğer biz de bu doğal süreçleri taklit ederek, yapay ve kontrollü bir ortamda daha da hızlandırarak uygulamak ve elde ettiğimiz ürünü organik tarımda gübre olarak değerlendirmek istiyorsak, doğadaki biyolojik mekanizmaları iyi bilerek yapmalıyız.
Çiftçinin Kompost El Kitabı ve Latin Amerika Deneyimleri adlı çalışma organik atıklar konusunu ele alırken, atıkların en kestirme yoldan bertaraf edilmesi çerçevesinden bakmıyor; aksine, tarımsal atıkların nasıl kompost haline getirilerek, tarımsal üretimde bir katkı maddesi olarak yeniden kullanılması gerektiği açısından ele alıyor.
Çiftçiler için kaleme alınmış olan bu çalışmanın içeriğinde her ne kadar kapsam nedeniyle ele alınmamış olsa da, bu bağlamda gerek organik tarımda verimlilik ve üretim noktasında, gerekse kompostun kalite parametreleri noktasında belirleyici olan “toprak mikroorganizmaları” yani “toprak mikrobiyolojisi”, aslında tam da merkezde yer alıyor. Bu çerçevede, tüm tarım ve peyzaj faaliyetlerimizde, sürecin biyolojik tarafını bilerek karar vermek ve biyolojik mekanizmaları gözeterek yönetmek ise “biyolojik yaklaşım” olarak tanımlanır.

Kompostlama sürecinin sonunda elde ettiğimiz organik kompost, toprağın en kaliteli halidir. Örneğin çiftlik gübresi, bir kompost değil, sadece bir tür organik maddedir; ama kompostlamaya tabi tutulduktan sonra organik tarım için ihtiyaç duyduğumuz kaliteli bir toprağa dönüşür. Tarımsal atıklar, örneğin budama artıkları, hasat artıkları da doğaya öylece bırakılmak yerine kompostlama işlemine tabi tutulmalıdırlar, hatta en doğrusu, bitkisel atıklar ile çiftlik gübresi birlikte harmanlanarak, karıştırılarak kompostlama yapılmasıdır ki, böylece daha dengeli bir kompost ve daha yüksek düzeyde bir biyo-çeşitlilik elde edilebilir.

» Kompostun Kültürel Kökeni»

İçeriği Paylaşın: