Organik toprak, organik kompost ve organik besin döngüsü
Organik toprağın en kaliteli hali olan olgunlaşmış organik kompost, kara toprakta doğal olarak mevcut olan organik maddeler açısından ve toprakta yerleşik mikro-organizmalar açısından son derece zengindir. Tarımda kullanmak üzere kompost yapmamızın amacı da, işte bu zengin mikrobiyoloji ile toprağı aşılamak, böylece toprağın bitki besleme kapasitesini artırmak yani toprağı zenginleştirmektir.
SFW grubunun başını çektiği çağdaş biyolojik yaklaşıma göre, bu bağlamda, kompostu kimyasal analize tabi tutup “şu veya bu element mevcut” veya “şu kadar miktarda” diye raporlamak bile abestir, çünkü kompost bizzat organik atıklardan elde edildiği için doğadaki tüm unsurları belirli bir denge içinde içerir. Kimyasalcı kavramların verdiği alışkanlıkla, kompostun veya toprağın içeriğindeki bazı elementlerin suda çözünür halde olmasının raporlanması da abestir, çünkü bitkiler için asıl besin kaynağının ve de sürdürülebilir besin kaynağının bu tür “suda çözünür hazır mama”lar olmadığını, asıl sürdürülebilir besin kaynağının ise organik toprağın bizzat kendisi olduğunu, toprağın içindeki mikro-organizmaların eseri olan besin döngüsü sayesinde bitkinin ihtiyaç duyduğu tüm besin öğelerinin fazlasıyla sağlandığını bilmeliyiz; ki zaten ziraatçilerden sık sık duyduğumuz “aşırı gübre kullanımı” terimiyle ifade edildiği üzere, endüstri ürünü ve tuz bazlı bu yapay hazır mamaların büyük kısmının bitkiye ulaşmadığı, kullanılamadığı, toprağın derinliklerinde kaybolarak su kaynaklarını kontamine ettiği malum.
Besin döngüsünü yaratan doğal mekanizma, bilim dilinde “toprak-besin-ağı” olarak adlandırılır.
Tanımı itibariyle “bitkiyi besleyen” gübreden farklı olarak kompost, bitkiyi değil toprağı besler, güçlendirir, iyileştirir, düzenler ve en önemlisi ise, toprağı sağlıklı kılar. Sağlıklı toprakta yetişen bitki de sağlıklı ve güçlü olur, verimli olur. Çünkü sağlıklı bir toprak-besin-ağı, bitkinin ihtiyaç duyacağı tüm besin öğelerini bitkiye kesintisiz sunar. Ne zaman neye ihtiyacı olursa, bitki ihtiyaç duyduğunda ve ihtiyaç duyduğu kadar. Kompost uygulanan toprak, bitkinin tüm besin ihtiyacını karşıladığı için, dışarıdan gübre takviyesi ihtiyacını ortadan kaldırır. Sağlıklı toprak ayrıca bitkinin sağlıklı gelişimi açısından da değerlidir. Nasıl ki sağlıklı insanın bağışıklığı da güçlü olup doktora ve ilaca pek ihtiyacı olmazsa, sağlıklı bitki de hastalıklara ve zararlılara karşı daha dirençli olduğundan tarım ilacı ihtiyacı da azalır.
Besin Döngüsü ve Toprak Besin Ağı (Soil Food Web)
Bir kavram olarak besin döngüsü, okul kitaplarından bildiğimiz “doğadaki besin zinciri” ile aynı şeydir; ancak zincir terimi tek boyutlu bir ilişkiyi tarif ettiği için doğadaki nesnel gerçeği tam olarak ifade edemez; onun yerine, çok sayıda zincirden oluşan bir ağ, “besin ağı” daha doğru bir terimdir.
Doğanın gözle gördüğümüz, “makro“ ölçekli kısmında mevcut olan av-avcı ilişkileri ve beslenme ilişkileri, hiç kuşkusuz, gözle göremediğimiz toprak altında da, ve gene, gözle görmediğimiz mikro ölçekteki canlıların dünyasında da, aynen mevcuttur. Toprağın sağlıklı ve canlı olmasının temelinde de işte bu besin ilişkileri vardır. Toprağın bağrındaki bu canlı yaşama toprak-besin-ağı diyoruz.
Toprak-besin-ağı içinde yararlı ve zararlı organizmalar, aerobik ve anaerobik organizmalar birarada bulunur; nem gibi, ısı gibi, pH gibi çeşitli çevresel koşullara göre, özellikle de oksijen oranına göre, bir kısmı diğerine baskın çıkar ve toprağın biyolojik durumunu belirler. Bu nedenle, biyolojik yaklaşımın özü, toprağın canlı ve sağlıklı olmasını gözetmek, topraktaki koşulların yararlı ve aerobik organizmalar için uygun olmasını ve her zaman uygun kalmasını, bitki sağlığı için gereken ideal koşulların sürdürülebilmesini sağlamaktır. Bunu becerebildiğimiz ölçüde toprak ve içeriğindeki canlı yaşam sağlıklı bir denge içinde korunacak, ve yararlı canlıların besin döngüsü sayesinde bitkilerimiz de sağlıklı bir yetişme ortamına kavuşacaklardır. Böylece ne aşırı sulama, ne de bitmez tükenmez çapalama, ne gübreleme, ne de ilaçlama gibi “külfet” olan giderlerimiz artık belimizi bükmeyecek, hem tarım faaliyetleri çok daha ekonomik, hem de tarımsal ürünler çok daha sağlıklı olacaktır.