Çiftçinin Kompost El Kitabı ve Latin Amerika Deneyimleri adlı çalışma özellikle tarımsal atıklardan kompost yapımı ve kompost ile toprağın iyileştirilmesi ve tarımsal verimliliğin artırılması konularına dikkat çekiyor.
Ne zaman tarımın sorunları veya çevre sorunları gündeme gelse, ister istemez kompost konusu da doğal olarak gündeme geliyor, çünkü birçok soruna aynı anda çözüm getiren adeta kahraman bir kurtarıcıyı kimse görmezden gelemez.
Kompost, organik atıkların dönüşüme uğrayarak yok olması; veya bir başka ifadeyle, doğada zaten kendiliğinden meydana gelen çürüme, bozunma, ayrışma ve dönüşüm süreçlerinin kültür ortamında kontrollü bir şekilde ve hızlandırarak uygulanmasıdır.
Doğada sessiz sedasız ve zararsız yürüyen çürüme, bozunma ve ayrışma süreçleri, ne yazık ki tarım alanları veya kalabalık yerleşim alanları gibi kültür ortamlarında ortaya çıkan büyük miktarlardaki organik atıklar sözkonusu olduğunda, baş etmesi çok zor bir sorun haline gelir;
ama kompostlama yöntemi sayesinde sorun çözülür ve medeniyetin baş belası olan bu organik atıklar çok değerli birer tarım girdisine dönüşür, sağlığımıza ve ekonomiye olumlu katkılar sağlar.
Toprak konusu, ve özellikle toprağın korunup iyileştirilmesi bağlamında “kompost” konusu küresel boyutta, BM’in ve FAO’nun devreye gireceği kadar önemli konulardır, çünkü yaşadığımız bu çok boyutlu çevre felaketinin başta gelen sorumlularından olan kimyasalcı tarımın somut ve güvenilir bir alternatifini yaratma yolunda ilk adım, en önemli adım ve en değerli araçlardan birincisi komposttur.
Tarımsal atıkların kompostlanması hem çevre felaketinin önüne geçiyor hem de toprağı, havayı ve su kaynaklarını zaman içinde rehabilite eden bir etki yaratıyor.
Kimyasalcı tarım yüzünden düşman kardeşler haline gelmiş olan tarım ve çevre arasında dostluğun yeniden kurulması kompost sayesinde mümkün oluyor.
Görülüyor ki, kompost bizim keyfimize, tercihimize kalmış bir konu veya gündemin alt sıralarındaki bir teferruat olarak görülemez. Kompost yapmanın her açıdan muazzam bir getirisi olduğu gibi, yapmamanın ise acı bir bedeli olması kaçınılmazdır.
Tarım ve besicilik atıkları kompostlama işlemine tabi tutulduklarında, ısı, nem, oksijen gibi çeşitli parametreleri sürekli izlenmek suretiyle ve de kontrollü bir şekilde bozunma süreçlerini tamamladıklarında, ne çevreye herhangi bir zarar vermeleri ne de herhangi bir toplum sağlığı sorunu yaratmaları söz konusu olmadan ve de kamu kaynaklarını pek fazla zorlamadan organik atıklarımızı en ekonomik şekilde bertaraf edebiliyoruz. Başımızın derdi olan organik atıkların bu sayede, birer toprak iyileştirici, toprak düzenleyici ve bitki besleyici özelliklere sahip olan ve tarımda yeniden kullanabileceğimiz birer yarayışlı maddeye, hatta toprağın en kaliteli hali olarak adlandırdığımız kara toprağa dönüşmesi de mümkün oluyor.
Bu yöntemin sayısız yararları arasında, tarımda su tüketimini son derece azaltması, kimyasal gübre ihtiyacını ve dolayısıyla tarım ilacı ihtiyacını da neredeyse sıfır düzeyine indirmesi, böylece üreticiyi maddi açıdan boğan ithal tarım girdilerini devre dışı bırakarak tarımda üretim maliyetini düşürmesi, dolayısıyla hem üreticiye hem tüketiciye hem de milli ekonomiye maddi katkı sağlaması sayılabilir.
Tarımda kimyasallardan kurtulmanın bizce en değerli sonuçlarından biri de kimyasalcı tarımın ürettiği sağlıksız gıda ürünlerinin neden olduğu ciddi sağlık sorunlarımızın ortadan kalkmasıyla daha sağlıklı bireyler ve daha sağlıklı bir toplum olmamız, dolayısıyla sağlık harcamalarımızın da azalmasıdır.
Organik atıklarımızı kompostlayarak tarımda kullanmamızın sonuçları muazzamdır.
Tohum, gübre, tarım ilacı, tarım makinaları, tarım bilişimi, tarım finansmanı ve sigortacılığı gibi çok katmanlı bir yapısı olan küresel tarım sektörü başta olmak üzere, gıda endüstrisi ve ticareti, sağlık ve ilaç sektörü, ve küresel finans sektörü üzerinde egemen olan birtakım küresel menfaat odaklarının bu süreci engellemek için herşeyi yapacaklarını tahmin etmek zor değildir, ne var ki, son kararı verecek olan tüketicidir; yani her biri birer tüketici olan ve yaşamak için her gün tarım ürünlerini, gıda ürünlerini tüketmek zorunda olan sekiz milyarlık tüketici kitlesidir.
Tüketicinin sağlığı, mutluluğu ve ekonomik çıkarları, bir an önce kimyasal tarımın tasfiyesini gerektiriyor;
bu bağlamda geleceğin doğa dostu tarımında kompostlama birincil öneme sahip.
Ticari reklamları süsleyen “tarım gelecektir” sloganını “toprak gelecektir” bağlamında alırsak, toprağın rehabilitasyonu ve geri kazanımında esşiz bir rolü olan kompostun değerini ve vazgeçilmezliğini çok daha iyi anlayabiliriz.